Son yıllarda (1959-1969) Türkiye, Rusya, İran ve daha başka dış ülkelerde Irak Türkleri[1] hakkında edebi, içtimai, filoloji ve folklor gibi sahalarda geniş ölçüde ilmi neşir hareketine şahit olmaktayız. Bu neşriyatı elden geldiği kadar izlemeye çalışıyoruz ki burada sadece Rusya Azerbaycan’ında daha doğrusu Bakü kentine yapılmış olan araştırmalar üzerinde durmayı uygun görerek bu yazıyı hazırlamış bulunuyoruz.
Bu araştırmalar çeşitli kitap, dergi ve gazetelerde çıkan yazılardan ibarettir.[2] Sistemli bir şekilde devam eden bu incelemeler 1950 yılından beri Irak Türkleri arasında baş gösteren yeni neşir hareketinin gelişmesi ve ilmi çalışmaların ilerlemesi esasına dayanmaktadır. Bu hareketin, Azerbaycan Türkleri tarafından kolaylıkla izlenmesi 1958 yılında Irak’ta cumhuriyetin ilan edilip önceleri tarafsızlık sonradan sola kayma politikası yüzünden doğu bloğu ile kurulmuş olan ilişkilerin bir hayli artması sonunda sağlanmıştır. Irak’ı ziyaret eden Azeri-Türk bilginleri, sanatkârları ve turistleri, ülkelerine döndüğünde buralarda gördüklerinden, duyduklarından ve beraberlerinde götürdükleri eserlerden istifade etmek imkânını elde etmişlerdir. Onların, bu mevzulara önem vermelerinin sebebine gelince bunu, Irak’ta yaşayan Türkmenleri Azeri camiasına dâhil saymaları daha doğrusu milli düşünce ve milli endişe ve hasret duygusuyla meydana getirmiş olmalarında aramak lazımdır.
Azerbaycan yazıcıları, Türkmenleri ve Azerileri lehçe zümreleri olarak tanımak cesaretini bir türlü gösteremiyorlar. Bunları ayrı dilli zümreler saymayı yanlış olduğu halde ister istemez öylece kabul ediyorlar. Hâlbuki aynı millete mensup olan bu kavimlerin dili birbirinden sadece lehçe farklarıyla aynı şive hususiyetleriyle ilerlemektedir.
Şimdi biz burada bahsedeceğimiz yazıları tanınmak gayesiyle kısa bir şekilde belirtmeye çalışacağız. Azerbaycan’da Türkmanoloji alanında ilk defa olarak daha çok bir seyahat yazısı yazan Azerbaycan İlimler Akademisi Şark Şinaslık Enstitüsü Direktörü Abdülkerim Ali Zade’nin Irak’a yaptığı seyahatinde 19 Aralık Kânunuevvel 1959’da Kerkük’e de uğrayarak buralar hakkında yazmış olduğu makalesinde Irak Türkmenlerini tanıtmakta, bu arada bir kısım hoyratlarımıza da yer vermektedir. “Irak Hatıraları” başlığıyla yayımladığı bu yazı Komünist gazetesinin 15.03.1960, 16.03.1960 tarihli nüshalarında çıkmıştır.
1961’de H. Mirza Zade’nin Bakü’de yayımlanan “İlmi Eserler” dergisinin dördüncü sayısında “Irak Arazisinde Yaşayan Azerbaycanlıların Dili Hakkında Bazı Mülahazalar” başlıklı ilmi yazısı dikkati çekmektedir. On beş büyük sayfa tutan bu inceleme yazısı, “Kerkük Horyatları ve Manileri” adlı kitabımız göz önünde tutularak hazırlanmış olup, Türkmenlerin (Irak Türkmenlerinin) lehçesi hakkında fonetik, morfoloji ve lügat terkibi bakımından çok önemli mülahazaları ihtiva etmektedir.
Azerbaycanlı şair ve yazıcı Resul Rıza, Bakü’de yayımlanan “Azerbaycan” dergisinin 1961 yılında çıkan 9 sayılı nüshasında “Uzak Ellerin Yakın Tahfeleri” başlığı altında yazdığı uzun makalesinde “Kerkük Horyatları ve Manileri” kitabımızı vesile bilerek Bayati (hoyrat) hakkında umumi mülahazalar serdederek Irak Türkmenlerine dair edebi bir dille geniş bilgiler vermektedir.[3]
Resul Rıza, bu geniş yazısını sonradan kısaltarak Gazanfer Paşayev ile birlikte 1968’de Bakü’de Rus harfleriyle çıkardığı “Kerkük Bayatileri” kitabına ön söz yapmıştır. Kitabın son sözünü ise Paşayev yazmıştır. Adı geçen Bayatiler kitabı Kerkük Horyatları ve Manileri kitabımızın 1956- 1957’de Kerkük’te yayımlanan ikinci ve üçüncü ciltlerinin münderecatını tamamıyla içine almakta, ayrıca Kerkük horyat ve manilerini temsil etmekten uzak olan bazı yeni uydurulmuş çelimsiz dörtlükleri de ihtiva etmektedir.
Resul Rıza ile Gazanfer Paşayev’in çıkarmış oldukları bu kitapla bahsi geçen Kerkük Horyatları ve Manileri kitabı hakkında Azerbaycanlı Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Tahmasap Bakü’de yayımlanan Azerbaycan dergisinin Şubat 1969 tarihli 2 sayılı nüshasında “Uzak Ellerin Yakın Tahfeleri Hakkında” başlıklı bir inceleme yazısı neşretmiştir. Bu yazısında Tahmasap hoyrat, bayati, mâni hakkında mukayeseli olarak edebi bilgiler vermekte, bu arada Kerkük horyatlarını ruh, şekil ve ifade tarzı bakımından Azeri bayatilerinden ayrı görmediğini belirtmekte, haklı olarak horyat ve bayatilerin aynı tahayyül ve aynı fikrin mahsulü olduklarını yazmaktadır.
Prof. Dr. Mirza Ağa Kuluzade 1965 yılında Bakü’de yayımladığı “Fuzuli’nin Lirikası” adlı kıymetli kitabında (s.8-12) Resul Rıza’nın adı geçen yazısından, Kardaşlık dergisinde çıkan bir yazımızla Reşit Akif’in bir makalesinden, Irak Türklerinden, Bayat aşiretinden Kerkük’ten ve Kerkük horyatlarından bahsetmiştir.
Resul Rıza 28.12.1968 tarihli “Edebiyat ve İnce Sanat” dergisinde “Cihana Sığmayan Şairin Garip Mezarı” başlıklı yazısında Irak Türkmenlerinden olan meşhur şair Nesimi’nin Halep’teki mezarı hakkında görüşlerini edebi bir dille vasıf etmektedir.
Nesimi hakkında son zamanlarda yayımlanmış başka bir yazıya daha rastlanılmaktadır. 02.05.1969 tarihli “Edebiyat ve İnce Sanat” dergisinde Azerbaycan Radyosu emektaşlarından Afşin Babayev ile Hafız Nakioğlu, dinleyicilerine mektup yazarak Halepli Halil Hüseyin ve Mehmet İbrahim Şeyhu’dan gelen cevapları bir yazı şekline sokmuşlardır. Bunda, şair hakkında Arapça bazı kaynaklara işaret vardır.
“Edebiyat ve İnce Sanat” dergisinin 19.04.1969 tarihli nüshasında Sinan Sait “Azerbaycan’da Gelen Kardeş Sesi” başlıklı yazısında “Arzu Kanber Matalı” kitabımızla, Kardaşlık dergisinde yayımladığımız Fuzuli, Nesimi ve Şehriyar hakkındaki yazılarımız üzerinde durmuş, ayrıca Kardaşlık’ta yayımlanan bazı yerli ve Azerbaycanlı yazarların yazıları hakkında işaretler de bulunmuştur.
Sinan Sait, Azerbaycan dergisinin Ağustos 1968 tarihli nüshasında Kerküklü yarlığanmış şair Hicri Dede hakkında bir inceleme yazısı yayımlamıştır. Azerbaycanlı ressam Kâzım Kâzımzade’nin kalemiyle çizilen Dede’nin bir portresi ile süslenen bu yazının şairin hayat tercümesiyle olan kısmı vaktiyle Kerkük Gazetesi’nin 17.10.1952 tarihli nüshasıyla İstanbul’da yayımlanan Türk Sanatı dergisinin 1.5.1963 tarihli nüshasında Hicri Dede hakkında yazdığımız orijinal[4] yazılarda geçen bilgilerden başka yeni bir bilgiyi ihtiva etmektedir. Bununla beraber Sayın Sait, yazdığımız yazıları görmemezlikten gelerek bunlara hiç işaret etmediği halde, Türkçe şiirden pek anlamayan bir Arap yazarının yazısını şişirerek ona kaynak süsü vermiştir. Sinan, ayrıca Irak’ta Türk matbuatı üzerinde bir doktora eseri hazırlamaktadır.
Bakü’de yayımlanmakta olan aylık “İlim ve Hayat” dergisinin 1967 yılında çıkmış olan dördüncü sayısında Gazanfer Paşayev “Irak Azerileri” başlıklı yazısında Irak Türklerinin ananelerinden zarp mesel ve tapmacalarından (bulmaca) bahsederek verdiği örneklerle halkımızı Azeri göstermeye çalışmaktadır.
Paşayev, 11.1.1969 tarihli “Edebiyat ve İnce Sanat” gazetesinde de Molla Nasrettin Kerkük’te başlıklı yazısında Irak Türkleri arasında Molla Nasrettin’in halk ağzında dolaşan bazı fıkralarını yayımlamıştır.
Bu gazetenin aynı sayısında vaktiyle Kardaşlık dergisinde çıkmış olan Mehmet Hurşit Dakuklu’nun Mirza Ali Ekber Sabır hakkındaki yazısı, olduğu gibi aktarılmıştır.
Gazanfer Paşayev Ulduz dergisinin 1968 yılında yayımlanmış olan yedinci sayısında Irak Türklerinin nüfusundan, Azeri oluşlarından, şehir ve kasabalarından bahsederek Abdülhalik Beyatlı, Mehmet Sadık, Nesrin Erbil ve Nihat Akkoyunlu’nun bir şiirini yayımlamıştır.
Paşayev, Irak Türklerinin lehçe hususiyetlerini gösteren “Kerkük Diyalektinde Seslerin Avazlanması” başlıklı ilmi bir yazıyı da “Azerbaycan İlimler Akademisi’nin Haberleri” bülteninin “edebiyat, dil ve ince sanat” serisinin numara 2, yıl 1968, sayfa 70-77’de yayımlanmıştır. Yazıcı, bu kıymetli yazısında ne yazık ki Kerkük’ün ağzından verdiği örneklerde transkripsiyon bakımından birçok yanlışlıklara düşmekten kendisini kurtaramamıştır.
Paşayev, bugünlerde “Kerkük Diyalekti” adı altında bir eser hazırlamaktadır.
Edebiyat ve İnce Sanat gazetesinin elimize en son geçen 17 Mayıs 1969 tarihli nüshasında Ayaz Vefalı adındaki yazıcı, bahsi geçen “Kerkük Bayatileri” kitabını ve Resul Rıza’nın bu kitap için yazdığı ön sözünü ele alarak bu münasebetle hoyrat-bayati hakkında edebi ve fikri tahliller bakımından bu arada “Kerkük Hoyrat ve Manileri” kitabımızın birinci cildinde geçen bazı görüş ve düşünceleri tenkidi alarak münakaşa etmekte ve bu kitaba dair şimali Azerbaycan’la İran Azerbaycan’ında yazılmış bazı yazılara temas etmektedir.
Vefalı, “Hasret Nağmesi” başlığını taşıyan bu yazısı bir Kerkük horyatının son iki son iki kanadı olan:
Men dilimnen vaz gelmem
Kesilsem dilim dilim
İle “böyle güzel şiir numuneleri yaratan bir halkın bu katiyetine şüphe etmeye hakkımız yoktur” sözleriyle kapamaktadır.
Yazımıza burada son verirken değerli Azeri yazıcılarına bizlere karşı göstermiş oldukları yakın ilgi ve sıcak alakalarından ötürü sonsuz tebriklerimizi sunar, ileriki çalışmalarında başarılar dileriz.
Kardaşlık Dergisi, Bağdat Yıl: 8, Sayı: 3, Temmuz, 1969
[1] Ad olarak biz “Türkman” diyoruz, başkaları da “Azeri” diyorlar.
[2]Bu neşriyattan birçoğunu bize göndermek lütfunda bulunan değerli soydaşımız Azerbaycanlı Dr. Abbas Zaman Bey’e burada teşekkür etmeyi bir vazife sayarım. Rus harfleriyle basılmış olan bu neşriyatı izlemek hususunda bu harfleri de öğrenmek zorunda kaldık.
[3] Bu yazının tamamı bir sıra halinde Kardaşlık’ta eski harflerle yayınlanmaktadır.
[4] Orijinal söylüyorum, çünkü bu yazılarda verdiğimiz bilgiler, şairin hayatta iken kendi ağzından ve orijinal kaynaklardan alınmıştır.