Şemsettin Küzeci
Ata Terzibaşı’nın Makaleleri
Irak Türkmen aydınları arasında adını altın harflerle tırnaklarıyla tarihe kazdıran araştırmacı, yazar Ata Terzibaşı, 1946 yılından beri Irak Türkmenlerinin dil, edebiyat, sanat, folklor ve medya alanında araştırma, inceleme, irdeleme çalışmalarını titizlikle ve akademik bir yöntemle yazmaya gayret göstermiştir. Arapça ile yazım hayatına başlayan Terzibaşı, Irak dışında yayınlanan Arap gazete ve dergilerinde, makalelerinin her biri birer ilmi, akademi ve tarihsel niteliktedir. Irak’ta Kraliyet döneminde araştırmalarına start veren ve hızlı adımlarla ilerleyerek 500 civarında Arapça ve Türkçe makale yazıp ve yayınlamıştır.
Ata Terzibaşı yapmış olduğu araştırmaları, bazen akademik, bazan de düz yazı tarzında yayınlamıştır. Yazılarında ele aldığı konularını ilk kaynaktan araştırıp, ilk düşünen, ilk kaleme alan, ilk yayan kişi olmasına önem verirdi. Kaynak bölümüne çok önem verip, makalelerinin temel taşı niteliğinde olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda da genel olarak makale kaynaklarını yazısının başında yazardı. Makalenin başında yazılan kaynaklar bölümü okura bir çeşit güven sağlar, yazının sonuna kadar okumasına sevk ederdi. Terzibaşı’nın makalelerini aşağıdaki konulara ayırabiliriz: “Dil, edebiyat, kültür, sanat, sosyal, folklor ve bazan da siyasi tarih konularını yanısıra eleştiri” konularını da ele almıştır.
Ata Terzibaşı tüm makalelerinde öncelikli Irak’ta Türkmen varlığına yönelik milli şuurla yaklaşmasıdır. Irak’ta Türkler, Osmanlı bakiyesinin olmadığına vurgu yaparak, milli ve yerli düşünceleri benimseyen bir yazar olarak her konuda Türkmen kimliğini, bölgelerinin Türk toprakları olduğunu, özellikle de Kerkük adının sık sık kullandığını yazı ve makalelerinde görüyoruz. Bu da 1918 yılından sonra (Osmanlı sonrası) Irak’ta Türkmenlerin nasıl bir yaşam sürdürdüklerini, kültür yaşamalarının durumunu, Terzibaşı makaleleriyle ortaya koymuştur.
Ata Terzibaşı’nın Akademik Açıdan Makalelerini Analizi
Terzibaşı yazmış olduğu makalelerinde kullandığı başlıklar, dikkat çekici ve yerli ve milli duygular çağrıştıran başlıklardır. Terzibaşı’nın yazı başlıkları makalenin özetini ve amacının başlamadan anlatmaktadır. Bunu sık sık yazılarından anlıyoruz. “Saçma Şiir”, “Sağır Kaf” makaleleri birer örnektir.
Makalelerinim amacı net bir şekilde okurlara yansıtmaya çalışır. Bir yazı yazarken neden yazdığını hangi amca hizmet edeceğini gösterir. Yazılarında ortada bir problemin olduğuna vurgu yapar. Tıpkı Fuzuli’nin doğum yeri hakkındaki yazısında gerçek bilgilere ve güvenilir kaynaklarla ispat etmeye çalışır. Yazılarında yazdığı makalenin tolum içerisindeki önemine, alanına ve literatüre ne gibi katkıda bulunacağına dikkat eder. Bu bağlamda “Okuma dili ve yazı dili” makalesi değerlendirebilir.
Terzibaşı, makalelerinde çalışmasının sınırlarını da dikkate alan bir araştırmacı yazardır. Yazmış olduğu her hangi bir konuyu saptırmadan konun içirişinde kalmaya özen gösterir. Konun dışına çıkmayarak, topu doksana vuran gibi makalesini noktalar.
Makalelerinde araştırma yöntemine da çok dikkat eden bir yazardır. Konuyu nasıl inceler, araştırır. Hangi yöntemi izler, nitel mi? Nicel mi? Yoksa karma bir yöntemle araştırma yapar. Bu yöntemlere rağmen Terzibaşı’nın kendisine özel bir yöntemi olduğunu da görüyoruz. O da saha çalışasına çok önem verir ve verilerini sahada araştıran, inceleyen, irdeleyen bir yöntemi izleyen yazardır.
Ata Terzibaşı’nın yazmış olduğu makalelerinde veri toplama metotları her kesten farklıdır. Öncelikle bir bilgiyi temel kaynağından temin etmeye çalışır. İtibarlı bir şahsiyete sahip olduğu için toplum içerisinde de sevilen ve sayılan bir kanaat önderliği onu toplumun gözünde en güvenilir bir kişidir. Terzibaşı’nın bu özellikleri onun gerçek ve güvenilir bilgi ve belgelere hızlı yetişme şansına sahiptir.
Ata Terzibaşı her makalesinde muhakkak ki, bir amaca doğru yazdığı şüphesizdir. Makalede veri analiz noktasında ufkunun geniş olduğuna göre analiz kabiliyeti de derin anlamlı analizlere yola açar ve değerlendirir. Kaldı k, Terzibaşı makalelerinin sonuç bölümlerinde ortaya koyduğu sonuçlar birebir giriş gelişme bölümleriyle örtüşür durumdadır. Makalelerde ulaştığı sonuçlar onu adeta bir sınavın anahtar kelimeleridir. Hem de tam doğru cevaplar niteliğindeki sonuçlardır.
Bir makalenin sonuçtan sonraki bölümü öneriler olsa gerek, Terzibaşı da hem makalelerinde hem de kitaplarında bir bilimsel ve ya akademik çalışma da muhakkak ki, konuyla ilgili önerilerini zikretmeden yazısını noktalamaz idi. Bunu birçok çalışmasında net ve belirgin bir şekilde ortaya koymuştur. Nitekim 2015 yılında hazırlamış olduğu “Türkmence Sözlük” kitabının 3. Cildinde sağlık durumunun kötüleşmesi sebebiyle sözlüğün diğer bölümlerini devam ettiremeyeceğini anlamış, kendisinden sonra bu çalışmayı devam ettirecek kişiler bir dizi çalışma önerisinde bulunmuştur…
Ata Terzibaşı’nın makalelerini değerlendirdiğimiz de dikkatimizi Terzibaşı’nın edebiyat türlerinin çok iyi değerlendirdiğini görüyoruz. Makaleleri; akademik, yarı akademik, derleme tarzında da özgür yazarlık özelliklerine sahiptir. Makale başlıkları içerikle istisnanalar hariç tam tamına örtüşmüş durumdadır.
Ata Terzibaşı’nın makale ve yazılarını akademik ve bilimsel açıdan incelendiğinde kendisinin özel araştırma yönetimi saptanıyor. Bugünün araştırmacıları, bir makalede bilimsel yazım kurallarında; İçindekiler, kısıtlamalar, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin yanında kaynaklar, ekler, dipnot, alıntı, atıf usulleri, İktibası gibi ögelerin arayışına girer. Bu ögeleri görmeği takdirde bu makale bilimsel veya akademik makale değil, hemen peşin hüküm keser.!. İşte Ata Terzibaşı’nın makalelerinde bu saydığımız ögelerin birçoğu görünmez. Ancak makale içerisinde kullandığı açık metin, açık kaynak olarak “bir bilgiyi kimden aldığını veya hangi eserden hangi baskısında, hangi başlıktan olduğunu açıkçısına okurun dikkatini çeker”.
Böylece bu şekilde kendisini birçok eleştiriden kurtarmış olur. Ancak alıntılarda paragraf bitiminde kaynak ve dipnotlara işaret etmek yazar ve okurlar için temel bir güvencedir…
Terzibaşı, yazılarının giriş bölümlerinden önce kaynakları zikreder sonrası bazen giriş yerine de “söz başı” kelimesini kullanır. Bu da onun bir tarzı, yöntemi olsa gerek diye düşünüyoruz. Terzibaşı’nın dil ve anlatım bakımından eski Türkçeye bağlı bir dil kullanırdı. Hele hele onun hayatının son gününe kadar sağır “K” a verdiği değer birçok dostunu şaşırtmıştır… O doğru terminoloji kavramına çok önem verirdi. Yazılarını Akademik bir dille yazılmasını tercih ederdi…
Terzibaşı’nın makalelerinde bir organizasyon şeması ortaya çıkar. Makalelerini masaya yatırdığımızda görürüz ki, bir makaleyi sistematik bir şekilde A’dan Z’ye kadar sistemini oturtmuştur. Önek olarak bir şair veya bir yazar hakkında bir makale yazdığında; Kaynaklar, Hayatı-Edebi Kişiliği, şahsın etkinliği, eserleri, hakkında söylenenler ve ek bölümleri olarak sıraladığını kendine bir prensip olarak görmektedir. Ayrıca her çalışmasının topluma ve literatüre ne kadar etkili ve yararlı olduğunu düşünerek ve ölçerek çalışmaya başlar. Kaldı ki, Terzibaşı’nın makaleleri kuramsal çerçeve de oturduğu takdirde onun için makale, makale olmuştur. Tıpkı, çayın dem alamsı, yoğurdun mayalanması gibi… Bu da Terzibaşı’nın önemli özelliklerinden biridir.
Terzibaşı yaşamı boyunca yazdıkları Arapça ve Türkçe makalelerinin çoğu Bağdat Kardaşlık Dergisi’nin 1971-1976 yılları arasında yayınlanmıştır. Arapça makaleleri de Bağdat, Mısır, Ürdün ve diğer Arap devletlerinde ilgi görmüştür. 2003 yılından sonra da Necat Kevseroğlu’nun zorlamasıyla kendisinin hazırladığı 3 ciltlik Keşkül kitabında yer almaktadır. Fuzuli ile ilgili önemli makaleleri de “Fuzuli Hakkında Yazılar” kitabında 19 makalesi yine Necat Kevseroğlu tarafından hazırlanmış, Kerkük Vakfı yayınları arasında 2016 yılında İstanbul’da yayınlanmıştır. Başka bir makale çalışması da bendeniz ile Mustafa Ziya tarafından Ankara’da hazırladığımız “Ata Terzibaşı Makaleleri” kitabındaki 42 makalesi yer almaktadır.
Ata Terzibaşı tüm özelliklerini dikkate alındığında çok önemli bir çalışması bugüne kadar dikkate alınmadı. Oysaki Terzibaşı, 1950’yıllarından beri Arap ülkelerinde yayınlanan gazete ve dergilerde Türk edebiyatı, kültürü ve medeniyeti ile ilgili makaleler yayınlamıştır. Yalnız Irak’ta Türk aydınları ile ilgili değil, Türkiye’nin ve Türk Dünyasının yetiştirdiği, âlim, şair-yazar ve milli fikir-düşünce aydınlarını da Arap dünyasına tanıtıp, Türk kültürüne ve varlığını katkıda bulunmuştur. Onlardan; Ziya Gökalp, Yahya Kemâl Bayatlı, Nâmık Kemâl, Ahmet Hamdi Akseki, Halide Edip, Halide Nusret Zorlutuna, Ahmet Ağaoğlu, Bu da onun üstün özelliklerinden en önemli özelliği olarak değerlendirilir.
Terzibaşı Irak’ta siyasi gelişmeler ve ilgilileri ile tatsızlık yaşanmaması nedeniyle makalelerini bazen takma adlarla yazmıştır. Bu bağlamda Terzibaşı, 18 Makalesinde 5 ayı takma ad kullanmıştır. “Mecit Türkekul” adıyla 8 makale, “Ömerzade Allahverdi” adıyla 6 makale, “Muakkip” adıyla 2 makale, birer makale de “İbrahim Alaeddin” ve “Adsız” takma adlarla yazmıştır.
Bu çalışmamızda Terzibaşı’nın tüm makalelerine yer verebilirdik. Ancak kitabın çok kalın olacağından endişelendik, bir de Makaleler için başka bir düşüncemiz doğdu. O da tüm makalelerini içeren bir bağımsız makale kitabının hazırlanmasıdır. Kitapta Terzibaşı’nın yazı ve makalelerini farklı kategorilere tasnif ederek, her kategoriden bir örnek makale sunmayı uygun gördük.
Terzibaşı’nın hayatı boyunca yazmış olduğu makalelerin sayısı ile ilgili farklı rakamlar telaffuz edilir. Ancak bu çalışmamızda önemli bir hususu ortaya çıkarmış olduk. Oda Terzibaşı’nın yazı, dene ve makalelerinin yayınları sık sık tekrarlatılıyor konusu tarafımızca saptandı. 1961-1976 yılları arasında “Kardaşlık dergisi” nde yayınlanan yazıları 2003 yıllarından sonra tekrar yeni yayın yapan dergi ve gazetelerde yer aldı. Ayrıca, Terzibaşı, kendi yayınladığı 3 ciltlik “Türkmen Keşkülü” kitabında makalelerin çoğu daha önce da yayınlanmış makaleler olduğu değerlendirilir. Hatta hatta Terzibaşı’nın “Kerkük Şairleri” kitaplarındaki şairleri zaman zaman dergilerde münferit olarak Türkmen şairleri başlığı altında yeniden yayınlanmaktadır. Günümüze kadar da bu gelenek devam ediyor. Özellikle de Kerkük’te yayınlanan Aylık Türkmeneli dergisinde bariz bir şekilde dikkat çekmektedir.
Terzibaşı, 2016 yılından vefat etmiştir. Ancak yazıları aylık olarak zaman zaman Türkmeneli dergisinde göze çarpar. Bu bir taraftan da Terzibaşı’na yönelik ahde vefa olsa gerek. Dergi yöneticileri kutlamak yerinde olur. Diye düşünüyorum. Ancak bu yazı ve makalelerin tümü daha önce Kardaşlık, Beşir, Kerkük, Afak vd. yayın organlarında yayınlanmıştır.
Terzibaşı’nın yayınlandığı Türkçe makaleleri (400) civarındadır. Arapça makalelerinin sayısı 150 civarında olduğunu tespit ettik. Bu çalışmamıza dayanarak Terzibaşı’nın hayatı boyuncuca (70) yıllık yazarlık yaşamında yurt içi ve yurtdışı 50 gazete ve dergilerde, Türkçe ve Arapça olarak toplam (550) civarında makalesi yayınlanmıştır. Oysaki Terzibaşı’nın makaleleri özellikle de Türkçe yazılanlar, tekrar tekrar farklı yayın organlarında ve farklı yıllarda yayınladığı için konu başlıklı makalelerinin dikkate aldığımız bu sayı hemen hemen yarıya düşebilir. Nitekim Türkçe yayınladığı konu başlıklı makalelerinin sayısı (400) makaleden (250) konu başlığı tespit ettik. Arapça makalelerinde ise, (150) makaleden (125) konu başlıklı makalesi tespit edilmiştir. Burada bir gerçek var ki, oda Terzibaşı bir konu hakkında yazı yazdığında ne dergiler ne de gazeteler o yazının uzunluğundan dolayı bir seferde yayınlanmasına müsaade etmez. Yazının önemini dikkate alındığında bir de Terzibaşı isim olduğu için yazıların çoğu bölüm bölüm olarak yayınlanmıştır. Vefatından sonra da yazıları hem Türkmeneli hem de İstanbul “Kardaşlık” dergilerinde eski yazılarıyla devam etmiştir…
Bu vesileye de Terzibaşı’nın vefatının 8. Yıldönümünü anısına kendisini saygı ve minnetle anarken, karşıdan gelen 14 Kasım 2024 tarihi de Terzibaşı Üstadımızın doğumunun 100. Yılı olduğunu idrak edeceğiz. Bu günü de Terzibaşı’na yakışır etkinlikler yapmaya şimdiden karışlamaya hazırlanıyoruz… Nur içinde yatsın.