İzzettin Kerkük
Irak Türklerinin Medar-ı İftiharı Değerli Bilim Adamı Ata Terzibaşı
Irak Türkeri’nin kültür, edebiyat, tarih, sanat, dil ve folklor alanlarında yarım asrı aşkın bir zamandan beri yorulmak bilmeyen titiz bir çalışma ve araştırma neticesinde yüzlerce makale ve onlarca eser yazan değerli Av. Ata Terzibaşı’nın bilim sahasındaki ünü, Irak sınırlarını aşarak; Türkiye, Azerbaycan ve Ortadoğu ülkelerine kadar ulaşmıştır. Arap dünyasının saygın ve ciddi edebiyat dergilerinde Kahire’de “El-Risale”, Beyrut’ta “El-Edip”, Halep’te “El-Hadis”te yazıları çıkan ender edebiyatçılardan biridir.
Türkiye’de ise 50’li ve 60’lı yıllarda toplanan Uluslararası Türkoloji Kongrelerinde Irak Türkleri ile ilgili pek çok bildiri sunan Terzibaşı, başta “Türk Dili”, “Türk Kültürü”, “Türk Folklor Araştırmaları”, “Türk Yurdu”, “Türk Edebiyatı” olmak üzere pek çok dergide yazı ve incelemeleri yayınlanmıştır. Türk Ansiklopedisi’ndeki “Irak Türkleri” maddesi onun kaleminden çıkmıştır. Türkiye’de “Arzı-Kamber Matalı Kerkük Varyantı” (1971), “Kerkük Hoyratları ve Manileri” (1975), “Kerkük Havaları” (1980) adlı üç kitabı yeni harflerle yayınlanmıştır.
Sayın Terzibaşı ile 50 yıldan fazla bir zamandan beri tanışırız. 40’lı yılların sonlarında ben daha Kerkük Lisesinde öğrenci iken kendisi Bağdat Hukuk Fakültesinde okumakta idi. Yaz aylarında Kerkük’e gelişlerinde, başka öğrenciler kahvelerde tavla oynamakla boş vakitlerini geçirirken o, idealist gençlerle Kerkük’ün Milli Kütüphanesi bahçesinde ciddi konuların konuşulduğu sohbet toplantıları yapardı. Hatırımda kaldığına göre bu toplantılara yine Bağdat Hukuk Fakültesinde okumakta olan rahmetli Av. Hüsamettin Salihi (sonradan Kerkük Belediye Başkanlığı yapmıştır), Bağdat Yüksek Öğretmen Okulu İngilizce Bölümü öğrencilerinden Rıfat Yolcu, lisedeki arkadaşlarımızdan Necip Demirci, Mehmet Ali Rıza, Fazıl Salihi (avukat), Nafi Abdulkerim Bezirgân, rahmetli Ahmet Muhiddin, Vahdettin Bahattin katılırlardı. Terzibaşı’nın Irak Türkleri edebiyatı ve folkloru hakkındaki fikirlerini hayranlıkla dinlerdik. 1949 yılında yüksek tahsil yapmak üzere Türkiye’ye gelerek, bir daha dönmediğim için, Terzibaşı ile yakın ilişkilerimiz, Saddam’ın baskı yılları hariç günümüze kadar devam etmiştir. Kendisi 1924 doğumlu olup yaşça benden büyük olmasına rağmen samimi dostluğumuz aynı davaya inanmış bir abi-kardeş ilişkisi olarak ilk günkü sıcaklığı ile devam etmektedir. Türkiye’ye her gelişlerinde mutlaka kendisi ile görüşür, bazen de İstanbul’daki tanınmış şahsiyetlerle, üniversite hocaları ile bir araya gelirdik. O, Türkiye’deki zamanın büyük bölümünü kütüphanelerde araştırma yapmak veya Sahaflar Çarşısında eski eserleri aramakla geçirirdi.
Irak Türkleri, Türk edebiyatı ve tarihi ile ilgili her türlü kitap ve malzemeyi satın almak için hiçbir malî fedakârlıktan kaçınmazdı. Böylece zengin bir kütüphaneye sahip olmuştur. Kütüphanesi ayrıca Türkmenlerle ilgili olarak Irak’ta yayınlanan hemen hemen bütün gazete, dergi ve kitabı da ihtiva etmektedir. Irak diktatörü General Abdulkerim Kasım iktidarında komünistlerin yönetime egemen oldukları ve Türklerin en ufak bir bahane ile tutuklandıkları dönemde birçok kimse evlerindeki Türkçe kitapları yakıp veya bahçeye gömdükleri günlerde, Terzibaşı değerli kitaplarını gözü gibi koruyarak yok olmaktan kurtarmıştır.
Terzibaşı’nın başarı ile dolu edebî ve ilmî hayatını bir makaleye sığdırmanın son derece güç olduğunun idraki içinde bulunduğumdan, bunun üniversitelerimizde bir doktora konusu olduğu inancındayım. Yüzlerce makale, bilimsel bildiri, onlarca kitap dile kolay. Sadece “Kerkük Şairleri” adlı kitabı on üç cilt tutmaktadır. Makalelerinin büyük bölümünü 45’li yıllardan itibaren Türkçe olarak yayınlanan “Kerkük” gazetesinde neşretmiştir. Yine Kerkük’te Türkçe ve Arapça olarak “Afak” ve “Beşir” gazetelerinin başyazarlığını yapmıştır. Ayrıca Bağdat’ta Türkmen Kardeşlik Ocağı tarafından Türkçe ve Arapça yayınlanan «Kardeşlik» dergisinde muntazaman yıllarca yazılar yazmıştır.
Terzibaşı özel hayatında da son derece mütevazı ve dost canlısıdır. Sözüne güvenilir, dürüst bir insan olarak tanınmakta ve herkes tarafından sevilip sayılan bir kişiliğe sahiptir. 50 yıllık meslek hayatı son derece başarılı geçmiştir. Avukat olarak girdiği hiçbir davayı kaybetmemiştir. Haklı olduğuna inanmadığı müvekkillerinin davasını kabul etmezdi. Duruşmalarda hâkimler ondan adeta çekinirlerdi. Hâkimlerden bir avukata nasip olmayan saygı ve takdire mazhar olurdu. Ona “üstat” diye hitap ederlerdi. Bazen şımarık, mağrur ve ilmî formasyonu zayıf hâkimlerle karşılaştığı da olurdu. Bu gibi hâkimlerin karşısında bir hukuk hocası gibi dimdik durur ve onlara hukuk dersi verircesine bir savunma yapardı. Genç avukatlar, onun duruşmalarını merakla izleyip bir şeyler öğrenmek için mahkeme salonundaki dinleyici sıralarını doldururlardı.
Onun meslek hayatı kelimenin tam anlamıyla bir efsaneydi adeta. Terzibaşı, yazılarında mutlaka belgeye dayanır ve araştırmalarında kaynak kişilere başvururdu. Kerkük varyantı olarak yayınladığı “Arzu-Kamber Matalı” adlı eserini hazırlarken Kerküklü yaşlı hanımlardan yararlanmıştır. Eser önce Tahran’da eski harflerle daha sonraları yeni harflerle Türkiye’de yayınlanmıştır. Irak diktatörü General Kasım zamanında, yazı işleri müdürlüğü yaptığı “Beşir” gazetesi kapatılarak defalarca tutuklanıp hapse atılmıştır. 22 Mart 1959 tarihinde bir grup Kerküklü Türk ile Bağdat’ın güneyindeki Hille şehrine 3 ay müddetle sürgün edilmiştir. 3 ciltlik “Kerkük Hoyratları ve Manileri” adlı eserini hazırlarken devrin tanınmış hoyratçılarından derlemeler yapmış ve çoğu daha sonra vefat eden usta sanatkârların seslerini banda almayı başarmıştır. Kerkük atasözlerinin toplandığı “Eskiler Sözü” ve 2 ciltlik “Kerkük Matbuat Tarihi” adlı eserleri tam manasıyla birer referans kitabıdır.
Ölümsüz Türk Şairi Fuzûlî hakkında muhtelif dergi ve gazetelerde Türkçe ve Arapça pek çok makale ve araştırması yayınlanmıştır. Irak’ta Cumhuriyet döneminde ve özellikle Saddam zamanında rejim taraftarı bazı solcu yazarlar tarafından Türkçe’nin eski harflerle yazılışı konusunda sözde kolaylık olsun diye sağır kâf’ın kaldırılması olayına şiddetle karşı çıkan Terzibaşı, 20 yıl boyunca Saddam ta Kardeş rafından çıkarılan “Yurt” gazetesine, bütün baskı ve ısrarlara rağmen yazı yazmayı reddetmiştir. Bağdat’ta çıkan Kardeşlik dergisinde eski Türkçe yazılım konusundaki onun prensiplerine tamamen sadık kalınmak şartıyla yazıları yayınlanmıştır. Bu dergide yazdığı makalelerin fotoğrafları çekilerek aynen yayınlanmak suretiyle gerçekleşmiştir. Kendine has hayat felsefesine ve inandığı prensiplere son derece bağlı olan Terzibaşı, yaşamı boyunca maruz kaldığı tüm baskı ve tehditlere rağmen, kendisine vaad edilen rütbe ve makamları reddederek hiç kimseye taviz vermeyerek sade ve münzevi bir hayat sürdürmeyi dünya nimetlerine tercih etmiştir.
Bundan dolayıdır ki, kendisi günümüzde bütün Türkmenlerin sevgi, saygı ve takdirlerine mazhar olmaktadır.
Son olarak Sayın Terzibaşı’ndan da bir ricamız vardır. Kendisi Irak Türklerinin son 50 yılda yaşadıkları pek çok önemli olaya şahit olmuş veya bunların içinde bizzat yer almıştır. Yaşadıklarını ve gördüklerini, kendine has ciddi ve titiz üslûbu ile kaleme alarak Türkmen davasına büyük bir hizmette bulunulacağından emin olduğumuz bu hayırlı işe vakit geçirmeden el atmasını beklemekteyiz.
Ata Terzibaşı hakkında Türkiye’de yayımlanan yazılar aşağıda gösterilmiştir:
-ELÇİN, Dr. Şükrü: “Kerkük’te Genç Bir Türk Bilgini: Ata Terzibaşı, Hayatı ve Eserleri”, Türk Yurdu, yıl: 50, sayı: 295, (1-cilt: 3) Nisan 1961, Ankara, s.42-45.
-KETENE, Dr. Cengiz: “Kerkük’ün Müstesna Siması (Ata Terzibaşı)”, Türk Kültürü, yıl: XXXI, sayı: 359, Mart 1993, Ankara, s.179-180.
-SAATÇİ, Suphi, “Terzibaşı, Atâ” maddesi, Yeni Türk Ansiklopedisi, 10. cilt, Ötüken Neşriyat A. Ş., İstanbul, 1985, s. 4061-4062.
-SAATÇİ, Suphi, “Terzibaşı, Atâ” maddesi, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, 8. cilt, Dergâh yayınları, İstanbul, 1998, s. 324.
-Ata Terzibaşı’nın Hayatı ve Eserleri, hazırlayan: Aydın Kerkük, Irak Türkmen Cephesi Kültür Müdürlüğü Yayınları Dizi 23, Erbil, 2003.