Şemsettin Küzeci
Ata Terzibaşı ve Kerkük’te Beşir Gazetesi
Günlerden Salı, 23 Eylül 1958 tarihinde Kerkük matbaasında bir çocuk doğuyor. Bu çocuğun adı “Beşir” gazetesidir. İki dilde Türkçe (eski harflerle) ve Arapça yayınlanan gazetenin Sahibi Muhammed Emin Asri, sorumlu başyazar Avukat Muhammed Hac İzzet ve Türkçe bölümü yazı işleri müdürü Avukat Ata Terzibaşı, Arapça bölümünün yazı işleri müdürü Avukat Habibi Hürmüzlü’nün adları gazetenin künye bölümünde geçiyor. Avukat Habib Hürmüzlü’nün anlattığına göre, Ata Terzibaşı gazetede görev almadan önce bizimle bir şart koştur, oda gazetenin Türkçe bölümünde “Folklor Araştırmaları” köşesi sabit olarak gazetede yer alacak, bu köşeye hiç kimsenin karışmayacağını şart koşar. Yönetim de kabul eder. Gazetenin Türkçe bölümü Ata Terzibaşı ve Arapça bölümü ise Habib Hürmüzlü’den sorumlu olarak yayına başlar.
Gazete 16 sayfa, haftalık olarak her salı günleri basılırdı. Gazetenin ilk sayısından itibaren Ata Terzibaşı görevine dört dörtlük yerine getirmiştir. Beşir’in doğuşunun adını koyma konusunun da Terzibaşı Beşir’in açılış yazısında şöyle anlatıyor. “Şimdi ilk sayısını okuduğunuz bu gazetenin acı ve acı olduğu kadar de gülünç bir geçmişi vardır. Bilindiği gibi eski çağda, siyasi olmasa dahi, bir gazete imtiyazı almak çok zor işlerden biri sayılırdı. Gerçekten okur yazar olan kültürlü insanlara, gazete çıkarmak imkânı sağlanmaz, cahil ve memlekete hizmet gayesi olmayanlara ise, kolaylık gösterilirdi. Bu yüzden gazetemizin imtiyazını almada ne kadar zorluk çektiğimizi bir biz bir de Allah bilir. Gazete’nin adı o geceden “Terekki” idi. Bunu imtiyaz sahibi arkadaşlarımızın Terekki adlı kütüphane ve matbaası bulunduğunu göz önünde tutarak, bu adın Türkçe ve Arapça uygun olacağını düşünerek seçmiş idik. Ne yazık ki, eski çağın müstebit aracıları bu ada itiraz ettiler.
Tarihte bilim felan cemiyetini andırıyor diye uygun görmediler. Başka adlar üzerinde durduk. Yine türlü türlü bahanelerle kabul etmediler. Bu defa gazetemizin ad seçimini kendilerine bırakarak, eski Vali’nin adıyla adaş olmasını güya bir lütuf saydılar. Haydı olsun. Dedik mesele yok. Biz imtiyaza kavuşalım da gayemizi asıl gazetenin içine aldığı yazılarıyla göstermeye çalışalım, yoksa adın bir ehemmiyeti olmasa gerek. Diyerek Ata Terzibaşı ve Arkadaşalar gazetenin çıkmasına onay verilmesi çok ciddi bir olay olduğuna sevinirler. Terzibaşı Beşir gazetesinin açılış yazısına şöyle devam ediyor: “Allah’a şükür “Beşir” yeni doğan Cumhuriyet güneşini bize müjdeledi. İşte bu bakımdan Arapça “Beşaret” adını değiştirmeye ihtiyaç duymadık. Bu gazete ile millet ve memleket uğrunda üzerimize düşen vazifenin ufak bir kısmini yapmakla büyük bir zevk duyacağımıza şüphe yoktur. Gayemiz halka hizmettir. Bunu, edebi, içtimai, ahlaki ve daha başka yollardan yapmaya çalışacağız. Başarı sağlaya bilirsek ne mutlu!” Sözleri ile Ata Terzibaşı Beşir gazetesinin Beşir imzasıyla ilk açılış sözünü noktalamıştır.
Böylece Beşir sadece 26 Sayı çıkarak yayını durdurulmuştur. 23 Eylül 1958 ile 17 Mart 1959 yılları arasında yayın yapan Beşir gazetesinin Türkçe bölümünde Kerkük’ün usta kalemleri ve şairleri imzalarını altın harflere tarihe yazdırmışlardır. Ata Terzibaşı ile Habib Hürmüzlü bunların başında gelir. Birisi Türkçe bölümünde diğer ise Arapça bölümünde he pahasına olursa olsun kalemlerini milli dava uğruna bir süngü gibi kullandılar. Burada Ata Terzibaşı söz konusu olunca Beşir’in 26 sayısında Ata Terzibaşı’nın Beşir’deki imzasıyla yazılan yazıları sıralamak yerinde olur diye düşündük:
Terzibaşı tüm sayılarda çok titiz bir şekilde gazetenin 5. Sayfalarında “Folklor Araştırmaları” Köşesini hiç ihmal etmedi bu köşede; horyat, şiir, Atasözleri, Kerkük eski sözleri, tekerleme, tapmaca, yerli inançlar (akideler), mâni, Beşir ve makamlardan söz ederek, Irak Türkmen folklorunu tanıtmaya çalışmıştır. Ayrıca gazetede Başyazılarını da aşağıdaki gibi yazmaya gayret etmiştir: Başyazıların tamamı:
Beşir Çıkarken (S1, s1 / 23 Eylül 1958), Cumhuriyet Rejimine Karşı Duygularımız (S,2, s,1 /30 Eylül 1958), Milli İnkılap ve Edebiyatımız (S,3, s,1/7 Ekim 1958). Ziraatı Islah Kanunu (S,4, s,1/14 Ekim 1958). Birliğe Doğru (S,4, s,1/ 21 Ekim 1958), Gazetenin Önemi (S,6, s,1/ 28 Ekim1959) Mektepler Açılmışken(S,7,s,1/ 4 Kasım 1958), Namık Kemal’in Dedikleri Çıkmıştır(S,8,s, 1/ 11 Kasım 1958), Yerli Malları Koruyalım (S,9,s,1/ 18 Kasım 1958),İnsaflı Okuyucular( s,10,s,1/25 Kasım 1958), Yaşayan Ölü( S,12,s,1/9Aralık 1958), Teşaüm Duygusu(S,13,s,1/16 Aralık 1958), Ölmeyen Şair “Hicri Dede”(S,14,s,1/23 Aralık 1958), Dostluk Yolunda(S,15,s,1/ 30 Aralık 1958), Fuzuli’nin doğum Yeri(S,16,s,3/6 Ocak 1959), Ordu Günü( S,17,s,1/13 Ocak 1959), Birliği Koruyalım(S,18,s,1/20 Ocak 1959). Dilencilik Sanatı (S,19, s,1/27 Ocak 1959), Kerkük’ün Taşköprüsü,3(S,20 s,3/ 3 Şubat 1959). Sanatta Enanilik (S,22, s,1/17 Şubat 1959), Gösteriş Hastalığı (S,23, s,1/24 Şubat 1959), Edebi Sohbetler (S,24, s,1/3 Mart 1959).
Beşir Gazetesinin Başyazıları bu sayılarda Ata Terzibaşı değil, bu isimler tarafından yazılmıştır: Sayı 6, 11 ve 16’da Süleyman Öcal, Sayı 20’de Hıdır Lütfü, sayı 21 ve 25’te Rıfat Yolcu, son sayı 26’da ise, Hayrullah Bellevoğlu imzasıyla yayınlanmıştır.
Beşir Yazarları: Ata Terzibaşı, Habib Hürmüzlü, Muhammed Hac İzzet, Rıfat Yolcu, Mustafa Gökkaya, Mehmet Sadık, Ali Marufoğlu, Ömer Seyit Süleyman Bezirgân, Hıdır Lütfü, Şakir Sabir Ziraatçi, Vahdettin Bahattin, Salahattin Hürmüzlü, İhsan Hürmüzlü, Mustafa Cevat, Kahtan Hürmüzlü, Sait Salih Kerküklü, Kemal Abdülkadir, İlham Bayraktar, Yalman Hamit, İsmet Necati Hürmüzlü, Mehmet Erbil, Abdulhakim Mustafa Reji, İzzettin Kerkük ve başkaları…
Ata Terzibaşı’nın 1958-1959 yılları arasında Kerkük’te yayınlanan “Beşir” Gazetesinin 26 sayısında 9’u Arapça, 26’sı da Türkçe olmak üzere toplam 35 makalesini aşağıya alıyoruz.
- Beşir Çıkarken, Sayı: 1, s,1, 23 Eylül 1958,
- Cumhuriyet Rejimine Karşı Duygularımı, Sayı, 2, s, 1, 30 Eylül 1958
- Milli İnkılap ve Edebiyatımız, Sayı,3, s, 1, 7 Ekim 1958
- Sosyal İstikrarda basının etkisi, Sayı, 3, 7 Ekim 1958 Arapça
- Zirai Islah Kanunu, Sayı,4, s,1, 14 Ekim 1958 Arapça
- Abdülhak Hamit (1), Sayı, 4, s,11, 14 Ekim 1958, Arapça
- Birliğe doğru, Sayı,5, s,1, 21 Ekim 1958
- Abdülvahit Küzecioğlu, Sayı,6, s,4, 28 Ekim1958
- Abdülhak Hamit (2), Sayı, 6, s,11, 28 Kasım 1958, Arapça
- Mektepler Açılmışken, Sayı,7, s,1, 4 Kasım 1958
- Namık Kemal’in Dedikleri Çıkmıştır, Sayı, 8, s,1, 11 Kasım 1958
- Abdülhak Hamit (4), Sayı, 8, s,11, 11 Kasım 1958, Arapça
- Yerli Malları Koruyalım, Sayı,9, s,1, 18 Kasım 1958
- Abdülhak Hamit (5), Sayı,9, s,4, 18 Kasım 1958, Arapça
- İnsaflı Okuyucular, Sayı,10, s,1, 25 Kasım 1958
- Abdülhak Hamit (6), Sayı,10, s,13, 25 Kasım 1958, Arapça
- Yaşayan Ölü, (Hidayet Beyin Ardından) Sayı,12, s,1, 9 Aralık 1958
- Teşaüm Duygusu, Sayı,13, s,1, 16 Aralık 1958
- Edebiyatta Devrimin Etkisi, Sayı,13, s,1, 16 Aralık 1958, Arapça
- Ölmeyen Şair “Hicri Dede”, Sayı,14, s,1, 23 Aralık 1958
- Fuzuli’nin Doğum Yeri (1), Sayı,14, s,6, 23 Aralık 1958
- Dostluk Yolunda, Sayı,15, s,1, 30 Aralık 1958
- Fuzuli’nin Doğum Yeri (2), Sayı,15, s,3, 30 Aralık 1958
- Fuzuli’nin Doğum Yeri (3), Sayı,16, s,3, 6 Ocak 1959
- Ordu Günü, Sasyı,17, s,1, 13 Ocak 1959
- Fuzuli’nin Doğum Yeri (4), Sayı,17, s,3, 13 Ocak 1959
- Birliği Koruyalım, S,18, s,1, 20 Ocak 1959
- Kerkük’ün Taşköprüsü (1), S,18, s,4, 20 Ocak 1959
- Dilencilik Sanatı, S,19, s,1, 27 Ocak 1959
- Kerkük’ün Taşköprüsü (2), S,19, s,3, 27 Ocak 1959
- Kerkük’ün Taşköprüsü (3), S,20, s,3, 3 Şubat 1959
- Sanatta Enanilik, Sayı,22, s,1, 17 Şubat 1959
- Gösteriş Hastalığı, Sayı,23, s, 24 Şubat 1959
- Edebi Sohbetler. S,24, s,1, 3 Mart 1959
- Türkmen Şairi Fuzuli ve Aşk Şiiri. S,14,23.12.1958 Arapça
Böylece Ata Terzioğlu’nun Beşir Gazetesindeki yazılarını gazetenin 26 sayısını titizlikle taradık, araştırdık, irdeledik ve inceledikten sonra yukarıdaki 35 adet yazısına rastladık. Ayrıca her sayıdaki Folklor Araştırmaları köşesinde hazırladığı ufak ufak folklor ve halk edebiyatı ile ilgili ürünleri takdirle izlenmiştir. Yazımızı son vermeden önce de Beşir gazetesinin son iki sayısı 25 ile 26’de Ata Terzibaşı’nın ne ismine ne de her hangi bir yazısına rastlamadık. Bu da bizi düşündürdü. Konuyu Habib Hürmüzlü’nün “Bir Gazetecinin Hatıraları” ile Ata Terzibaşı’nın “Kerkük’te Matbuata Tarihi” kitaplarını incelerken gerçekler ortaya çıktı. Özet olarak her iki yazarın dedikleri aynı bilgili doğruluyordu. Beşir’in Türkçe bölümünde Terzibaşı’nın imzasıyla, 19 Baş yazısı yazmıştır. Arapça bölümünde de Terzibaşı 3 sayıda açılış yazısına imzası atmıştır. Ayrıca muhtelif konularda 13 yazıda da Terzibaşı’nın ismi geçiyor.
Irak’ta 1958 ile 1959 yılları çok çalkantılı yıllar olarak bilinmektedir. Kerkük’te 2. Kol Ordu Komutanı Nazım Tabakçeli Bağdat’a çağırılır. Yerine vekaleten Mahmut Abdürrezzak atanır. Daha sonra General Davut El-Cenabi asaleten 2. Kol Ordu Komutanı olarak atanır. Cenabi de Irak Komünist Partisine yanlığıyla bilinmektedir. 16 Mart 1959 tarihinde Cenabi Tren yoluyla Kerkük’e gelir. Aynı gün de gazetenin sahibi Mehmet Hac İzzet Kerkük Askeri istihbarat dairesine çağırılır. O dönemde Kerkük’te çıkan “Kerkük, Afak ve Beşir” gazetelerinin de sahiplerine, Davut Cenabi’nin Kerkük’e gelişi ile ilgili önümüzdeki sayılarınız “özel sayı” hem de Arapça, Türkçe ve Kürtçe olarak çıkarılmasını tebliğedirler.
Beşir gazetesi sahibi Terzibaşı ve Habib Hürmüzlü ile toplantı yaparak, “Ben bu karara uymayacağım” der. Gazete ertesi gün 17 Mart 1959 tarihinde son sayısı çıkar ve son sayıda Türkçe baş yazı İstihbarat yetkililerine yakın olan bir kişiye yazdırılır. Yani bir nevi gazete elden çıkıp, İstihbarat eline geçmiştir. Bu nedenle de gazetenin kadrosu güneye sürgüne gönderilerek, kontrollü serbest isine tabi tutulurlar. Böylece gazete kapanır ve tarihe karışır…
Son olarak Kerküklü Usta Şair Mehmet Sadık “Beşir” gazetesi ve Ata Terzibaşı ve Arkadaşları ile ilgili uzun bir şiir kaleme alır. Biz burada Ata Terzibaşı ile ilgili birkaç mısraı aktarıyoruz:
Arafa dağıydan Terzibaşı zade Ata’dır
Birleştiren insanları her yerde Ata’dır
Birleşti iki fikir “Beşir” adlı ceride
Çıktı ne güzel parladı budur feride
Etti bu eser Kerkük’ü baştan başa memnun
Her adamı her günde eder kendine meftun
Binler yaşa Terzibaşı ciddi Ata’mız
Şen etti bizi şimdi budur nur ziyamız