Ata Terzibaşı’nın Borcu Ödenmez

51

Yüce Tanrı Adıyla;

Sayın üstat (Ata Terzibaşı) ile 1956 yılında tanıştıydık. O gün bugündür ikiz kardeşler kadar birbirimizi sevmekte ve edebi alanlarda bir ömür boyudur yardımlaşmaktayız. Bu düşünmüş yıldız adam hakkında bilgim isteyince, şaşkın şaşkın alarak ü düşünmüş ve hangi üstün meziyetlerini kaleme alayım demiştim! “Afak a sığmayan “Vefa’sından mı? -Devleri Üstat At çöktüren havari” cefasından mı? Tanrıdan başkasına eğilmeyen yüksek kafasından mı? -Yıldırım çakan “abkari” si “zekâsından mı? Yoksa da krallık döneminde İngilizler emriyle ölüme mahkûm edilen, hatta mezarı kazılan edebiyatımız son nefesinde kurtaran mucuzi “çabasından mı? Söz edeyim!

Tarih için söylüyorum O, olmasa bu günlerde komşu ülkelere Türkmen kültürünün ne sesi ne de dede ruhani nefesi vardı! Evet, biz Türkmen edebiyatçıları daha yıllar ve yıllar boyu Ata Beyin üzerimizdeki borcunun onda birini ödemeyiz diyerim. Son olarak, samimi duygularımın tercümanı sayılan aşağıdaki dörtlüğü okuyuculara armağanlamakla kıvanç duyarken, saygı değer üstat Ata Terzibaşı’nın kimliği ve eserleri hakkında kitap hazırlayan Sayın Aydin Abdul cebbar efendiye kendim ve tüm Türkmen edebiyatçıları adına şükranlarımı sunmakla yetinirim.

Öderim namaz, zekât orucu

Öderim milyarsa istekli borcu

Ölçerim dökerim uzun geceler

Ödenmez ödenmez Ata’nın borcu

Bir anımı hatırladım, sözlerimi sürdürüyorum. Altmışların son yıllarında hainlere karşı kullandığım bir cümlelik hicviyeyi şeytancısına ileri süren biri arabozan, üstat Ata yanında “bu hiciv size yöneliktir!” demişmiş. Üstatta lütuf buyurup nazik bir dille beni arabozanlardan sakındırmak isteyince dayanamayıp, hem arabozanın ağzına bir tokat indirmek hem de üstadın gönlünü temin etmek ümidiyle aşağıdaki koşuğu kaleme alarak üstada armağan etmiştim.

Üstat Ata Terzibaşı ile aramızı bozmak isteyene yöneliktir.

Aklı kadar ey sanan uluları küçücük

Ne serce tek Ankalar arasında bu cık… cık

Altuncular yanında sahta akça yürümez

Dev kafalı çobanı avlayamaz tilkicik!

 

Arı konar çiçeğe, çiçekten gül dalına

Dokundurma a sinek dudağının balina

O, tertemiz kovana sürme kirli ayağın

Başka yerde bulunur aradığın çincik cik!

 

(Alçak soysuz) deyincem ya da uyan dindaşa

Dostça komşu çocuğun boğazlayan yurttaşa

Gümanlandın bakayım! Ne hoş demiş dedeler:

Köylü sopa kapınca tozar suçlu (enik) cik

 

Yermek bizim törede arken soydaş soydaşı

Söver miyim? Başına ant içtiğim kardeşi

Yazık! Her kes gönlüne göre verir hükmünü

Baykuş sanar (haribe) halki düşman (akrep) cik

 

Faziletin ne olduğun bilmemiş sen avanak

Ey benzeyen kılığı insanlara bana bak

Her ne kadar sırtını çevirmezse düşmana

Dosta karşı ne süngü, kullanırız ne dipçik

 

Aklin topla başına! Taş ulaşmaz yüceye

Yiğitlerle uğraşmak gelmemiştir cüceye

Uslan! Yoksa “fuyani” uçururum nasıl ki

Güneş vurar uçuşur küf odada zerrecik

 

Ayrıca Dr. Şemsettin Küzeci, Hicran Dayıkadır ve Ahmet Haşim Muhtaroğlu, Ali Marufoğlu’nu evinde ziyaret ettiklerinde, Marufoğlu Terzibaşı hakkında şunları söyledi:

“Ata Terzibaşı; bu adamlar 1956 yılında tanıştım. Türkmen folklorundan haberdar olan Terzibaşı, Tuzhurmatu ve etrafı folklorundaki eksiklerini benden tamamlardı. Üstat Ata ve arkadaşları, Türkçe dilini Irak yok etmeye çalışan İngilizlerin karşısında dim-dik durdu. Gazeteler çıkardılar, tomruklara yani hapse atıldılar. Çok cefalar çektiler. Terzibaşı hakkında benden sordular. Ne diyeceksiniz? Dedim Üstat Ata’nın neyinden konuşuyum: “Abkar zekasından mı? Sonsuz vefasından mı? Allah’tan başka kimseye eğilmeyen kafasından mı? yoksa dilimizi kurtarıp mezara gömülmesinden mı?” konuşayım. Onun hakkında bir dörtlük demişimdir:

 

“Öderem namazı, zekâtı, orucu

Öderim milyarsa istekli borcu

Ölçerim dökerim uzun geceler

Ödenmez ödenmez Ata’nın borcu”