Yüce Tanrı Adıyla;
Sayın üstat (Ata Terzibaşı) ile 1956 yılında tanıştıydık. O gün bugündür ikiz kardeşler kadar birbirimizi sevmekte ve edebi alanlarda bir ömür boyudur yardımlaşmaktayız. Bu düşünmüş yıldız adam hakkında bilgim isteyince, şaşkın şaşkın alarak ü düşünmüş ve hangi üstün meziyetlerini kaleme alayım demiştim! “Afak a sığmayan “Vefa’sından mı? -Devleri Üstat At çöktüren havari” cefasından mı? Tanrıdan başkasına eğilmeyen yüksek kafasından mı? -Yıldırım çakan “abkari” si “zekâsından mı? Yoksa da krallık döneminde İngilizler emriyle ölüme mahkûm edilen, hatta mezarı kazılan edebiyatımız son nefesinde kurtaran mucuzi “çabasından mı? Söz edeyim!
Tarih için söylüyorum O, olmasa bu günlerde komşu ülkelere Türkmen kültürünün ne sesi ne de dede ruhani nefesi vardı! Evet, biz Türkmen edebiyatçıları daha yıllar ve yıllar boyu Ata Beyin üzerimizdeki borcunun onda birini ödemeyiz diyerim. Son olarak, samimi duygularımın tercümanı sayılan aşağıdaki dörtlüğü okuyuculara armağanlamakla kıvanç duyarken, saygı değer üstat Ata Terzibaşı’nın kimliği ve eserleri hakkında kitap hazırlayan Sayın Aydin Abdul cebbar efendiye kendim ve tüm Türkmen edebiyatçıları adına şükranlarımı sunmakla yetinirim.
Öderim namaz, zekât orucu
Öderim milyarsa istekli borcu
Ölçerim dökerim uzun geceler
Ödenmez ödenmez Ata’nın borcu
Bir anımı hatırladım, sözlerimi sürdürüyorum. Altmışların son yıllarında hainlere karşı kullandığım bir cümlelik hicviyeyi şeytancısına ileri süren biri arabozan, üstat Ata yanında “bu hiciv size yöneliktir!” demişmiş. Üstatta lütuf buyurup nazik bir dille beni arabozanlardan sakındırmak isteyince dayanamayıp, hem arabozanın ağzına bir tokat indirmek hem de üstadın gönlünü temin etmek ümidiyle aşağıdaki koşuğu kaleme alarak üstada armağan etmiştim.
Üstat Ata Terzibaşı ile aramızı bozmak isteyene yöneliktir.
Aklı kadar ey sanan uluları küçücük
Ne serce tek Ankalar arasında bu cık… cık
Altuncular yanında sahta akça yürümez
Dev kafalı çobanı avlayamaz tilkicik!
Arı konar çiçeğe, çiçekten gül dalına
Dokundurma a sinek dudağının balina
O, tertemiz kovana sürme kirli ayağın
Başka yerde bulunur aradığın çincik cik!
(Alçak soysuz) deyincem ya da uyan dindaşa
Dostça komşu çocuğun boğazlayan yurttaşa
Gümanlandın bakayım! Ne hoş demiş dedeler:
Köylü sopa kapınca tozar suçlu (enik) cik
Yermek bizim törede arken soydaş soydaşı
Söver miyim? Başına ant içtiğim kardeşi
Yazık! Her kes gönlüne göre verir hükmünü
Baykuş sanar (haribe) halki düşman (akrep) cik
Faziletin ne olduğun bilmemiş sen avanak
Ey benzeyen kılığı insanlara bana bak
Her ne kadar sırtını çevirmezse düşmana
Dosta karşı ne süngü, kullanırız ne dipçik
Aklin topla başına! Taş ulaşmaz yüceye
Yiğitlerle uğraşmak gelmemiştir cüceye
Uslan! Yoksa “fuyani” uçururum nasıl ki
Güneş vurar uçuşur küf odada zerrecik
Ayrıca Dr. Şemsettin Küzeci, Hicran Dayıkadır ve Ahmet Haşim Muhtaroğlu, Ali Marufoğlu’nu evinde ziyaret ettiklerinde, Marufoğlu Terzibaşı hakkında şunları söyledi:
“Ata Terzibaşı; bu adamlar 1956 yılında tanıştım. Türkmen folklorundan haberdar olan Terzibaşı, Tuzhurmatu ve etrafı folklorundaki eksiklerini benden tamamlardı. Üstat Ata ve arkadaşları, Türkçe dilini Irak yok etmeye çalışan İngilizlerin karşısında dim-dik durdu. Gazeteler çıkardılar, tomruklara yani hapse atıldılar. Çok cefalar çektiler. Terzibaşı hakkında benden sordular. Ne diyeceksiniz? Dedim Üstat Ata’nın neyinden konuşuyum: “Abkar zekasından mı? Sonsuz vefasından mı? Allah’tan başka kimseye eğilmeyen kafasından mı? yoksa dilimizi kurtarıp mezara gömülmesinden mı?” konuşayım. Onun hakkında bir dörtlük demişimdir:
“Öderem namazı, zekâtı, orucu
Öderim milyarsa istekli borcu
Ölçerim dökerim uzun geceler
Ödenmez ödenmez Ata’nın borcu”